12 Nis 2010

Duygular ve Performans: Heyecan


Duygular ve duyguların performans üzerine etkisi, pek çok araştırmanın konusu olmuştur. Duygular ve performans ilişkisi arasında motivasyon ve psikoloji literatüründe bilinen ilk gerçek, heyecan/uyarılmışlık düzeyi ile performans arasındaki ilişkidir: heyecan/uyarılmışlık düzeyinin çok yüksek ya da çok düşük olması performansı olumsuz etkiler. Belirli bir performansı sergilerken, herhangi bir heyecan duymuyorsanız, yaptığınız şeyden sıkılma ve/veya konsantrasyonunuzu ve dikkatinizi kaybetme eğiliminde olursunuz. Heyecan düzeyiniz çok yüksek ise, gerekenden "fazla çaba sarf etme" ve düşünme ve davranış süreçlerinizde de önemli bir ketlenme
yaşarsınız. Her iki durumda da, yüksek düzeyde performans göstermeniz söz konusu olamaz.

Heyecan düzeyi sıklıkla düşük olan kişilerin, genel olarak, halsiz, sıkkın, üzgün, asık suratlı, sıkılan , isteksiz oldukları gözlenir. Uyarılmışlık düzeyi sıklıkla yüksek olan kişilerin ise, genel olarak, sinirli, kaygılı, korkulu, stresli, kızgın, gergin oldukları gözlenir. Bu duygu durumları birbirlerine benzer görünse de her birininn performans açısından ayrı tanımları ve sonuçları vardır.


Performans üzerinde etkisinin olumlu olduğu pek çok araştırma ile gösterilmiş olan "optimum uyarılmışlık düzeyi" ise, bu iki uç durum arasında yer alan duygulanım, heyecan durumudur. uyarılmışlık düzeyi alanında olmanız demek:
- duygularınızın sizin kontrolünüz altında olması,
- bir yandan rahatlamış, bir yandan dikkat düzeyinizin yüksek olması,
- gerginlik düzeyinizin tetikte olmanıza yetecek ancak performansı olumsuz etkilemeyecek düzeyde olması,
- performansın neredeyse kendiliğinden, rahat bir şekilde ve yüksek düzeyde sergilenebilmesi demektir.


Optimum enerji düzeyi, süreç içinde ulaşılan bir düzeydir. Performans sırasında kişi aşırı uyarılmış bir biçimde ya da çok düşük bir uyarılmışlıkla performans sergilemeye başlayabilir. Maça çıkan oyuncuları düşünün; aşırı heyecanlı, kaygılı bir şekilde sahaya çıkan bir oyuncu, daha fazla hata yapacak ve adrenalin de arttıkça, hatalı kararlar verecektir. Belli bir süre sonra, sakinleşip kendini oyuna kaptırdığında, duyguların kontrolünü ele alıp, daha yüksek bir düzeyde performans sergilemeye başlayacaktır.

Bunun bize söylediği, duyguların (ve duygularla bağlantılı uyarılmışlık düzeyinin) süreç içinde sürekli olarak değiştiğidir. Bir dakika çok yüksekken, hemen sonraki istenen düzeyde olabilir. Ya da çok düşükken bir sonraki dakikada istenen düzeye getirilebilir.

Her durumda, performans sergileyen kişinin duygusal durumu performans üzerinde mutlak etkiler göstermektedir. Bu nedenle, hangi performans türü, hangi kişi, hangi sistem olduğundan bağımsız olarak, sporda, sanatta, ya da iş yaşamında, performansı geliştirmek için yapılan her türlü çaba, kişinin zihinsel, duygusal, psikolojik ve motivasyonel durumlarını göz önünde bulundurarak gerçekleştirilmelidir.

Gerson, R.F., (2004). Headcoaching: Mental Training for Peak Performance.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.